Atatürk Oratoryosu

http://www.kulturelajanda.com/wp-content/uploads/2015/09/ataturk_oratoryosu-154x220.jpg

Atatürk Oratoryosu

Atatürk Oratoryosu


Atatürk Oratoryosu‘ nu 1950-51 yılları arasında Paris’te yazıldı. Metnin şiirlerini ünlü şair Cahit Külebi, Oratoryo için özel olarak 1950’de yarattı. Külebi’nin bu eseri, o zamana kadar yazılmışlardan farklı bir özellik taşır ve hümanist üslubuyla türünün ilki sayılır. Külebi bu esere Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda adını vermişti. Fakat ad olarak uzun gelen bu tanımlama, formu gereği Atatürk Oratoryosu olarak saptanmıştır. Bu bir destan oratoryosu (oratorio pico)dur ve şairle kompozitör tarafından ?Atatürk’e, birlikte savaşanlara ve çocuklarına? ithaf edilmiştir. Eser soprano, mezzosoprano,tenor ve bariton olarak solistler, koro ve büyük orkestra için yazılmıştır. İlk icrası Ankara’da 1953 yılında, Atatürk’ün naaşının, geçici yeri olan Etnografya Müzesi’nden yeni tamamlanan Anıtkabir’e (Mozole’ye) nakli törenlerinde, 9 Kasım günü, Devlet Operası solistleri Korosu tarafından Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde yapıldı. 40 yıldır bir çok kez değişik Türk operaları tarafından icraları yapılmaktadır. Bu eser benim ve Cahit Külebi ‘nin en önemli yapıtımız olup, Cumhuriyet Dönemi’nin en önemli müzik yaratıları arasında yer alır. Oratoryo’nun konusu I. Dünya Savaşı’nın hemen bitiminde büyük yabancı güçlerin Türkiye’yi haksız yere bölmek, parçalamak ve sömürgeleri haline getirmek amacıyla istilalarıyla başlar. Atatürk’ün önderliği ve kumandası altında milletçe Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması, istilacı bütün büyük güçlerin ana yurttan mağlup edilerek atılması, Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması, yapılan köklü reformlarla çağdaşlaşmasından ibarettir. Başı ?Prolog?, sonu ?Epilog? olmak üzere 13 parçadan oluşur. Bariton konuyu her parçanın başında solo anlatıcı olarak resitatiflerle geliştirir, yerine göre bağlantıyı sağlar. Külebi ile birlikte bu eserde, daima gelenekselin dışında kalarak yalın bir dille yeni ve ilginç bir üslup yarattık. Bu, bariton solonun resitatiflerinde daha da belirgindir. Prolog, bir baştan bir başa Türkiye’nin güzelliklerini dile getirir ve derin bir yurt sevgisini anlatır. Baritonun resitatifi ile II. Parçada, mezzosoprano soloda ve III. Parçada I. Dünya Savaşı sonu yurdun bitkin hali, düşmanlarca her yerinin istilası ve acılar dile getirilir. IV. parça halkın kendilerini kurtarması için padişahlara seslenişidir. Bundan bir umar bulamayan halk, V. Parçada Çanakkale Savaşı zaferlerinin galip kumandanı Mustafa Kemal Paşa’ ya kendilerini kurtarması için türkülerle seslenir. Kuşun kanadında türküler Kemal Paşa’nın gönlüne varmıştır. VI. Parçada, İstiklal Savaşı’nı başlatılmak üzere Samsun’a çıkışı ve ulusun onu çoşkuyla karşılayışı anlatılır. VII. parça, Sivas ve Erzurum kongreleri ile Kurtuluş Savaşı’nın başlamasını anlatır. VIII. parça, ulusun kendine ve Kemal Paşa’ya güvenini yansıtan bir ?yiğitleme?dir. IX. parça, 1. Ve 2. İnönü Meydan savaşlarını dile getirir. X. parça, Türk ordularının savaştaki yüksek moralini, kahramanlıklarını anlatır. XI. parça, Atatürk komutasında Türk ordularının Büyük Taarruz ile Büyük Meydan Savaşı’nı kazanarak zaferle düşmanların denize dökülüşünü, yurdun kurtuluşunu dile getirir. XII. parça, yurdu kurtardığı için Atatürk’e ulusça şükranlar ve yapmış olduğu devrimlerle Türk milletinin yükselişidir. XIII. parça, (Epilog), Türk ulusunun her an her yerde onu hatırladığını, sonsuza dek yaşayacağını anlatır ve Oratoryo parlak bir biçimde biter.



Atatürk Oratoryosu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder